Fiziksel Kimyaya Giriş : :

Fiziksel kimyayı veya fizikokimyayı; kabaca kimyasal olayları çözümlemek için fiziksel yöntemler kullanan kimyanın bir dalı olarak tanımlayabiliriz. Bu genel tanım altında, fizikokimyayı bazen moleküllerin doğasını açıklamak, bazen bu moleküllerin birbirleri ile etkileşimlerini ve bu etkileşimler sırasında meydana gelen enerji alış verişlerini anlayabilmek için kullanırız. Karışımların, hetorojen sistemlerin doğasını anlamak ve kontrol altında tutubilmek için, hiç şüphesiz, bizim en iyi yardımcımız fizikokimyasal yasalardır.  Bununla beraber; fizikokimyasal yasaların neler olduğunu anlayıp, makro alemde meydana gelen olayları kavramak ve yeni durumlara uygulayabilmek için genellemeler yapabileceğimiz maddelerle çalışmamız gerekir. Yoğun fazların bulunduğu sistemlerde moleküller arası etkileşmeler büyüktür. Farklı moleküllerin benzer yoğunluktaki sistemlerinde, moleküler yapının farklılıkları maddenin doğasını önemli ölçüde etkiler. Bu da ölçülmek istenen büyüklüğe diğer parametrelerin etki etmesi anlamına gelir ve istenen yasayı aradan çekip çıkartmak zorlaşır. Bu nedenle moleküler etkileşmelerin en az olduğu sistemlerle işe başlamak en iyisidir. Maddenin üç hali olan katı sıvı ve gazı düşünürsek; moleküler etkileşmelerin en düşük olduğu sistem maddenin gaz halidir. Örneğin 1 atm. ve 25 oC de sıvı haldeyken 1 molü 17.946 cm3 kaplayan su, aynı şartlarda gaz haldeyken   yaklaşık olarak 24000 cm3 hacim kaplar. Suyun bu her iki fazında moleküllerin tamamen homojen olarak davrandığını düşünürsek gaz fazdaki yoğunluk sıvı fazdakine göre 1300 kat daha düşüktür. Bu nedenle; fizikokimyasal yasaları öğrenip daha sonra özel durumlara uygulayabilmek için, gaz fazında fizikokimyasal yasaları öğrenmek işimizi kolaylaştıracaktır.